Ampül İle İnternete Girmek mi? Yok artık LiFi!

Hayatımızın her alanı sanki çok az sinyaller ile doluymuş gibi bu sinyaller her geçen gün artmaya ve evrim geçirmeye devam ediyor. Buna son örnek LiFi‘yi gösterebiliriz.

Bildiğiniz gibi günümüzde kablosuz internet aktarımı için kullanılan WiFi, radyo dalgalarını kullanarak kapı, bucak, taş, duvar bilmeden sinyalleri bize ulaştırarak internete girmemizi sağlıyor. Amaç aynı olsa da, tamamen farklı bir yöntem olarak ortaya çıkan LiFi teknolojisi, ilk olarak 2011 yılında Edinburgh Üniversitesi’ndeki bir araştırmacı tarafından ortaya çıkarılmıştı.

“Peki ne yapıyor bu LiFi? WiFi’den farkı ne?” gibi sorularınızı cevaplayarak, yazımıza devam edelim.

Light Fidelty anlamına gelen LiFi teknolojisi, Oxford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından geliştirilerek, bir LED üzerinden yayılan ışık ile 224 Gbps hıza ulaşılmıştır. Bu cümlemizden de anlayacağınız gibi ortama yayılan ışık ile veri aktarımı yapılabiliyor.

Testler sonucu ulaşılan bu hız ise 1 saniyede 2 GB boyutundaki 15 filmin indirilebilmesi demektir. İçinizden “Yok a…” dediğinizi duyar gibiyim.

Şuanda sadece geliştiriciler tarafından kullanılan bu teknoloji, ilerleyen zamanlarda evlerimizdeki ampuller üzerinden kablosuz internet aktarımı için kullanılacağından şüphe yok. Tabi bu teknoloji ile internete girilebilen alan, sadece ışığın görülebildiği ortamda olduğundan, siz yan odaya geçtiğinizde ışık duvardan geçemeyeceği için internet bağlantınız kopacaktır. (Artık evdeyken tüm odaların ışıklarını yakarız ki internet kopmasın. :))

Ayrıca belirtmekte fayda var; LiFi teknolojisi, WiFi’ye göre çok daha az enerji tüketimi yapıyor.

Henüz aydınlatma ve data transferini aynı anda yapabilen ampullerimiz yok fakat ileri ki zamanlarda enerji tüketimi ve verimlilik açısından yaygın olarak kullanılacağını düşünüyorum.